Ne İstersin Sen Ey Ayrılık!
Ne istedin benden ey ayrılık...? Elleri ellerimde ısınırken kurduğum küçük bir sobaydı oysa.. Kendimce kurduğum... Saçlarını koklarken en muazzam kardelenimdi. Uyuduğunda en uzun masalımdı o benim. Ne istedin söyle şimdi bana ayrılık? Çok mu gördün bir iki nefesi onunla kurduğum büyük sevdamın küçük dünyasında...
Ayrılık!!! Söylesene!!! Ne zaman dalgalarını nazikçe vurduğun görülmüş ki senin? O mahsum o tertemiz sevdaların yaşandığı kıyılara ne zaman usulca vurdun? Söylesene hangi şarkında onu aratmadın bana?Hangi anında akıtmadın gözümdeki incileri?
Ayırılık!!! Biliyor musun? Mahkum suratınla çok özgürsün sen...Öyle iki yüzlüsün ki, davetsiz misafir olduğun halde konukluğunun çok muazzam bir şey olduğunu zanneder tadını çıkarırsın. Her dakikana milyonlarca sızını katar bir yerden de dermanının olduğunu söylersin. SEN ÇOK ZALİMSİN AYRILIK...
Ayrılık!!! Derdin ne senin? Söylesene ne olursun. Yıpratıyorsun, solduruyorsun işte bak her gün son fotoğrafları da. Zaman senin bitanecik sevdalın diyemi bu vefazsızlığın? Zamanımı kıskanıyorsun belki destan yazacak sevdalardan?
Ayrılık!!! Sorun ne biliyor musun? Sorun senin vefasız, zalim olman değil. Sorun kendini `seni seviyorum` diyen dillere sevdirmen. Bazan uslu bazen hırçın bir çocuk gibi sığınman o saf, o tertemiz sevda limanlarına. Gerçek yüzünü: (malesef) yürekleri yaktıktan sonra gösterirsin sen. Lakin habersizce çok feci yanmıştır işte. Nefes alıp vermeleri sadece can yakmaktır.
____AYRILIK SANA DİYORUM DUYUYOR MUSUN?____