Kur’ân Neden Yahudilerden Çok Bahseder?
Allahın selamı üzerinize olsun hocam... Sizin altı ciltlik Kur’ân-ı
Kerim tefsirinizi okuyorum. Birinci ciltte Bakara suresi geniş
açıklamalarında Kur’ân-ı Kerimi inkâr edenlerin Yahudiler olduğu
söyleniyor. Sebebinin de Hz. Musa’dan sonra gelecek olan peygamberin
kendi içlerinden çıkacağı, böyle olmayınca da kıskançlıklarından ve
kendi toplumlarının küçüldüğünü düşünerek kabullenmedikleri
anlatılıyor... Bakara suresinde kitap sahibi olanlar ya da kitap ehli
olanlar diye bahsedilenlerin Yahudiler olduğunu söylüyorsunuz.
Biliyoruz ki o dönemde Hıristiyanlar da vardı, onlardan hiç
bahsedilmiyor... Benim anlamak istediğim, Kur’ân-ı Kerimin indiği
topraklarda müşrikler ve Yahudiler yaşıyorlardı da o yüzden mi onlardan
daha çok bahsediliyor? Yoksa Hıristiyanlar, Yahudilere göre daha
anlayışlı ve Kur’ân-ı Kerimi kabul eder bir tutum mu göstermişlerdir?
Yine farklı surelerde yanlış düşünmüyorsam Hıristiyanların Yahudilere
göre Müslümanlara daha yakın durdukları geçiyor... Ne dersiniz hocam,
genel anlamda Yahudiler Hıristiyanlara göre Müslümanlığa daha mı
uzaklar? Hayırlı günler. Hakan G.
Cevap: Yahudiler Medine ve
civarında toplu olarak yaşıyorlardı. Ekonomik durum da onların elinde
idi. İslâm ile Arap toplumu güçlü bir devlete doğru gelişip de ekonomik
ve siyasi durumun aleyhlerine döndüğünü gören Yahudiler İslâm'a ve
Müslümanlara yaman düşman oldular, Peygamberimize de birkaç kez
başarısız suikast düzenlediler. Yahudilerin düşmanlığı dinlerinden
değil, dünya tutkularından kaynaklanıyordu. Onun için Kur'ân onların
dinini değil, dini yanlış uygulamalarını, dünyacılıklarını
kınamaktadır. Medine'de Hıristiyanlar tek tük vardı, öyle siyasi ve
ekonomik güçleri yoktu. Necran'da Hıristiyanlar vardı ama onlarla
Müslümanların teması azdı. Onlar sadece Hicretin 9. yılında 70 kişilik
bir hey'et halinde gelip Peygamber'in Mescidinde 20 gün kadar konuk
oldular ve konuşmalar yaptılar, tartıştılar. Sonunda yine kendi
dinlerinde kalmak üzere İslâm egemenliğini kabul edip gittiler.
Özellikle bilgin Hıristiyanların İslâm'a karşı tutumu genelde olumlu
olmuştur. Bu bakımdan Kur'ân onların tutumunu övmektedir:
"82- İnsanlar içerisinde, inananlara en yaman
düşman olarak Yahûdîleri ve (Allah’a) ortak koşanları bulursun.
İnananlara sevgice en yakınları da ‘Biz Hıristiyanlarız.’ diyenleri
bulursun. Çünkü onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır ve onlar
büyüklük taslamazlar. 83- Elçi’ye indirilen(Kur’ân)ı dinledikleri
zaman, tanıdıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını
görürsün. Derler ki: ‘Rabbimiz, inandık, bizi şâhidlerle beraber yaz!
84- Biz, Rabbimizin bizi iyiler arasına katmasını umarken neden
Allah’a ve bize gelen gerçeğe inanmayalım?’ 85- Bu sözlerinden dolayı
Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları
cennetler verdi. Güzel davrananların mükâfâtı işte budur!" (Maide: 82-85)
Yalnız din bakımından Yahudi dini, İslâm'a Hıristiyanlıktan daha
yakındır. Tevrat'ın ve Kur'ân'ın temel hükümleri arasında büyük
benzerlik vardır. Her iki din de tevhid açısından birbirine yakın
mesajlar verir. Onun için Kur'ân, kendinden önceki Kitabı yani Musa
Kitabını doğrular ve onu kendisinin doğruluğuna tanık gösterir.
Ayrıntıyı "İslâm'da Güncel Tartışmalar" adlı eserimde açıklamıştım.
Kaynak : Prof.Süleyman Ateş