İlk Karşılaşma Nasıl Olacak?İlk randevu ile kör randevu genellikle birbirine karıştırılır.
Öncelikle ayıralım. Hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığınız, daha önce
telefonda, internette veya bir ortamda tanışmadığınız bir insanla,
başkası vasıtasıyla yer ve mekan seçimi belirtilir.
Şimdi gelelim ilk randevuya, hakkında en azından birkaç fikriniz olan
biriyle karşılaşacaksınız. Bir ilişkinin başlayacağına karar verilecek
gün, özünde bu ilk görüşmedir. Çoğunlukla gecenin sonuna varmadan,
karşımızdaki kişi hakkında bir karara varmış oluruz.
İlk randevu öncesinde insan midesinde kelebeklerin uçuştuğunu hisseder,
saatler bir türlü geçmek bilmez. Tatlı bir telaş sarar ruhumuzu ki bu
da hoştur. Çoğu zaman karşımızdakinin özelliklerini ne kadar
seveceğimize değil, kendimizi nasıl beğendireceğimize odaklanırız.
Kıyafet seçmek işin en ızdıraplı tarafıdır. Gardırop önünde geçirilen
uzun saatler, yatağın üstünde biriken fırlatılıp atılmış ütülü
elbiseler, “üstüme giyecek bir şey yok yahu” çığlıkları, en severek
alınan bluzu beğenmemek, zayıf gösterdiğini düşündüğünüz için sığmaya
çalışılan eski pantolon, sizi terletmekten başka bir işe yaramaz. Doğru
seçimi yapabilmek için nereye gideceğinizi iyi bilmelisiniz. Daha
önce duymadığınız bir mekanda buluşacaksanız, orası hakkında
internetten veya çevrenizden yardım alın.
Düşünsenize içeride herkesin kot ve tişört ile nargile içtiği bir kafe,
siz siyah bir gece elbisesi içindesiniz. Başkalarının ne düşüneceği
çok önemli değil ancak siz gerginlik ve rahatsızlık hissedeceksiniz,
karşınızdakine konsantre olamayacak, mahcup olduğunuzdan doğru karar
alamayacaksınız. Kıyafet gecenin en önemli unsurlarındandır. Fazla
açık, sizi yansıtmayan, içinde rahat etmediğiniz kıyafetler giymekten
mutlaka kaçının. Aman, o gün için yeni bir şey alıp giymeyin. Mağaza
kabininde deneyip, beğendiğiniz o pantolon, eve geldiğinizde kocaman
bir poponuz varmış gibi gösterebilir. Unutmayın ki, çoğu dükkanın
aynaları zayıf gösterenlerden seçilmiştir.
İçinde kendinizi rahat hissettiğiniz, ortama uyum sağlayacak bir giyim
seçtikten sonra, sıra makyaj yapmaya gelir. Burada da birçok tehlike
bulunur. Özellikle ışıklı bir yerde makyaj yapın, gerçi bu sadece ilk
randevu için değil, her zaman geçerlidir. Heyecanınız ve kendinizi
beğendirme içgüdüsü ile yüzünüzü palyaçoya çevirmeyin. “Karanlıkta
bütün kadınlar güzeldir” cümlesini bu gece unutun. Gideceğiniz yerin ne
kadar loş olduğu önemli değil. Kıyafetle uyumlu makyaj yapacağım diye
suratınızı gökkuşağına döndürmeyin. Örneğin turuncu renk bir gömlek
giydiyseniz, göz farı olarak turuncu seçmek, uyumdan çok uzak bir
görünüm sağlayacaktır. En güzel ve doğru makyaj, yokmuş gibi durandır.
Cildinizdeki hataları kapatın, doğal tonlarda far ve sizi az önce
kumda güneşten kalkmış gibi göstermeyecek bir allık sürün. Doğal olun,
gülümsemek makyajdan daha fazla güzellik katacaktır.
Saçlarınızı kuaförde bülbül yuvası gibi yaptırtmayın. Özenli ama
abartısız olun. Çok yüksek topuklu giymeyin. Yemekten sonra güzel bir
yürüyüş yaparak belki de ilk defa elleriniz birbirine çarpacaktır, bu
keyifli yürüyüş ayakkabılar yüzünden iptal olmasın.
Artık hazırsanız, evden çıkmadan ufak detayları kontrol edin. Telaşınız
yüzünden anahtarınızı, cep telefonunuzu ve cüzdanınızı unutmayın.
Telefonunuzun şarjının dolu olması sizi muhtemel karmaşalardan
koruyacaktır. Bir ayrıntı daha, ilk randevuda cebinizde hesabın
yarısını ödeyecek ve gerektiğinde taksi ile eve dönecek kadar para
bulundurun. Neyle karşılaşacağınızı tam olarak bilemezsiniz.
Randevuya 15 dakikadan fazla gecikmeyin. Karşınızdakine değer
vermediğinizin göstergesi olarak algılanma olasılığı yüksektir. Daha
kötüsü “siz kadınlar neden hiçbir yere vaktinde gidemezsiniz?”
cümlesini ya da benzerlerini laf arasında duymak olacaktır.
Bundan sonrası size ve karşınızdakine bağlıdır. Kendiniz gibi olun,
doğal davranın. Abartılı ve sizi yansıtmayan davranışlar içine
girmeyin, ne olsa ortaya çıkacaktır. Sıcak bir duruşunuz olsun ama
laubali olmayın. Beklenti ve isteklerinize ait soruları çekinmeden
sorun. Zaman kaybını önlersiniz.
Hoşlanmadığınız biri ile sırf kibarlıktan uzun saatler geçirmeyin.
Kaldığınız her saat “seninle ilgileniyorum” sinyali verecektir. Bir
daha görüşmeyecekseniz, bunu kibar bir dille anlatın, geçiştirmek için
arayacağınızı söylerseniz, bir çok sıkıntı veren telefonu cevaplamak
zorunda kalırsınız. Hislerinizi ve düşüncelerinizi açık konuşun.
Kaynak : Candan Ünal