Altinkafes
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Altinkafes

tema ve ps calismalari
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kadere iman farzdır

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mehmet resat
supermod
supermod
mehmet resat


Mesaj Sayısı : 1000
Yaş : 72
Kayıt tarihi : 06/03/12

Kadere iman farzdır Empty
MesajKonu: Kadere iman farzdır   Kadere iman farzdır Icon_minitimePerş. Şub. 21 2013, 14:13

Kadere iman farzdır








Sual:
İmanın altıncı şartı nedir?
CEVAP
İmanın altıncı şartı, kadere, hayır ve şerrin Allahü teâlâdan olduğuna imandır. Amentüdeki, (Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ) ifadesi, kaderin, hayır ve şerlerin hepsinin Allahü teâlâdan olduğuna iman etmeyi bildirmektedir.

İnsanlara gelen hayır ve şer, fayda ve zarar, kazanç ve ziyanların hepsi, Allahü teâlânın takdir etmesi iledir. Kader,lügatte,
bir çokluğu ölçmek, hüküm ve emir demektir. Çokluk ve büyüklük manasına
da gelir. Allahü teâlânın, bir şeyin varlığını ezelde dilemesine kader
denilmiştir. Kaderin, yani varlığı dilenilen şeyin var olmasına Kaza
denir. Kaza ve kader kelimeleri, birbirinin yerine de kullanılır. Buna
göre kaza demek, ezelden ebede kadar yaratılacak şeyleri, Allahü
teâlânın ezelde dilemesidir. Bütün bu eşyanın, kazaya uygun olarak, daha
az ve daha çok olmayarak yaratılmasına kader denir. Allahü teâlâ,
olacak her şeyi ezelde, sonsuz öncelerde, biliyordu. İşte bu bilgisine Kaza ve kader denir.

Bütün hayvanların, nebatların, cansız varlıkların [katıların, sıvıların,
gazların, yıldızların, moleküllerin, atomların, elektronların,
elektro-magnetik dalgaların, kısaca her varlığın hareketi, fizik
olayları, kimya tepkimeleri, çekirdek reaksiyonları, enerji
alışverişleri, canlılardaki fizyolojik faaliyetler], her şeyin olup
olmaması, kulların iyi ve kötü işleri, dünyada ve ahirette, bunların
cezasını görmeleri ve her şey, ezelde, Allahü teâlânın ilminde var idi.
Bunların hepsini ezelde biliyordu. Ezelden ebede kadar olacak, eşyayı,
özellikleri, hareketleri, olayları, ezelde bildiğine uygun olarak
yaratmaktadır. İnsanların iyi ve kötü bütün işlerini, Müslüman
olmalarını, küfürlerini, istekli ve isteksiz bütün işlerini, Allahü
teâlâ yaratmaktadır. Yaratan, yapan yalnız Odur. Sebeplerin meydana
getirdiği her şeyi yaratan Odur. Her şeyi bir sebep ile yaratmaktadır.

Mesela, ateş yakıcıdır. Halbuki, yakan Allahü teâlâdır. Ateşin, yakmakta
hiçbir ilgisi yoktur. Fakat, âdeti şöyledir ki, bir şeye ateş
dokunmadıkça, yakmayı yaratmaz. [Ateş, tutuşma sıcaklığına kadar
ısıtmaktan başka bir şey yapmaz. Organik cisimlerin yapısında bulunan
karbona, hidrojene, oksijenle birleşmek ilgisi veren, elektron
alış-verişlerini sağlayan, ateş değildir. Doğruyu göremeyenler, bunları
ateş yapıyor sanır. Yakan, yanma tepkisini yapan, ateş değildir. Oksijen
de değildir. Isı da değildir. Elektron alış-verişi de değildir. Yakan,
yalnız Allahü teâlâdır. Bunların hepsini, yanmak için sebep olarak
yaratmıştır. Bilgisi olmayan kimse, ateş yakıyor sanır. İlk okulu
bitiren bir kimse, (ateş yakıyor) sözünü beğenmez. Hava yakıyor der.
Orta okulu bitiren de, bunu kabul etmez. Havadaki oksijen yakıyor der.
Liseyi bitiren, yakıcılık oksijene mahsus değildir. Her elektron çeken
element yakıcıdır der. Üniversiteli ise, madde ile birlikte enerjiyi de
hesaba katar. Görülüyor ki, ilim ilerledikçe, işin içyüzüne
yaklaşılmakta, sebep sanılan şeylerin arkasında, daha nice sebeplerin
bulunduğu anlaşılmaktadır.

İlmin, fennin en yüksek derecesinde bulunan, hakikatleri tam gören
Peygamberler ve O büyüklerin izinde giderek, ilim deryalarından
damlalara kavuşan İslam âlimleri, bugün yakıcı, yapıcı sanılan şeylerin,
aciz, zavallı birer vasıta ve mahluk olduklarını, hakiki yapıcının,
yaratıcının sebepler değil, Allahü teâlâ olduğunu bildiriyor.] Yakıcı,
Allahü teâlâdır. Ateşsiz de yakar. Fakat, ateş ile yakmak âdetidir.
Yakmak istemezse, ateş içinde yakmaz. İbrahim aleyhisselamı ateşte
yakmadı. Onu çok sevdiği için, âdetini bozdu. [Nitekim ateşin yakmasını
önleyen maddeler de yaratmıştır. Bu maddeleri, kimyagerler bulmaktadır.]

Allahü teâlâ dileseydi, her şeyi sebepsiz yaratırdı. Ateşsiz yakardı.
Yemeden doyururdu. Tayyaresiz uçururdu. Radyosuz, uzaktan duyururdu.
Fakat lütuf ederek, kullarına iyilik ederek, her şeyi yaratmasını bir
sebebe bağladı. Belirli şeyleri, belli sebeplerle yaratmayı diledi.
İşlerini, sebeplerin altına gizledi. Kudretini sebepler altında sakladı.
Onun bir şeyi yaratmasını isteyen, o şeyin sebebine yapışır, o şeye
kavuşur. [Lambayı yakmak isteyen, kibrit kullanır. Zeytinyağı çıkarmak
isteyen, baskı aleti kullanır. Başı ağrıyan, aspirin kullanır. Cennete
gidip, sonsuz nimetlere kavuşmak isteyen, İslamiyet'e uyar. Kendini
tabanca ile vuran ölür. Zehir içen ölür. Terli iken su içen, hasta olur.
Günah işleyen, imanını gideren de, Cehenneme gider. Herkes, hangi
sebebe başvurursa, o sebebin vasıta kılındığı şeye kavuşur. Müslüman
kitaplarını okuyan, Müslümanlığı öğrenir, sever, Müslüman olur.
Dinsizlerin arasında yaşayan, onların sözlerini dinleyen, din cahili
olur. Din cahillerinin çoğu kâfir olur. İnsan hangi yerin vasıtasına
binerse, oraya gider.]

Sual: Kader nedir?
CEVAP
Allahü teâlâ, ezeli ilmi ile, insanların ve diğer mahlukatın,
ne zaman doğacağını, ne zaman öleceğini ve ne yapacaklarını bilir.
İlahın her şeyi bilmesi, her şeye gücü yetmesi gerekir. Bilmeyen, gücü
yetmeyen, muhtaç olan, ölebilen ilah olamaz. Allahü teâlâ, herkesin ne
yapacağını bilir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir) buyuruluyor. (Bekara 255)

İnsanların başına gelecek olaylar, doğacakları, ölecekleri ve ne iş
yapacakları gibi bütün bilgiler, levh-i mahfuz denilen bir kitaptadır.
Bu kitaptaki bilgilere kader deniyor. Kader hakkında birçok âyet-i
kerime vardır. Birkaçının meali şöyledir:
(Yeryüzünde vuku bulan ve başınıza gelen bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta [levh-i mahfuzda yazılmış] olmasın. Elbette bu, Allah’a kolaydır.) [Hadid 22]

(Yaptıkları küçük büyük her şey, satır satır kitaplarda yazılmıştır.)
[Kamer 52, 53]

(Biz, her şeyi kader ile [bir ölçüye göre] yarattık.) [Kamer 49]

(Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey, Ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de, apaçık kitaptadır.)
[Sebe 3]

(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur.)
[Al-i İmran145]

(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır.) [Enam 2]

(Her ümmetin bir eceli vardır, gelince ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gider.)
[Araf 34]

(Allah her canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. Hepsi açık bir kitapta
[levh-i mahfuzda] dır.) [Hud 6]

(Bir canlıya verilen ömür ve ömrünün azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.)
[Fatır 11]

Peygamber efendimiz, bu âyet-i kerimeleri açıklamıştır. Kadere inanmak,
imanın altı şartından biridir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe,
[yani Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana],
kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra
dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun
kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.)
[Buhari, Müslim, Nesai]

(Kadere iman etmek, tevhidin nizamıdır.)
[Deylemi]

(Kadere inanmak, iman esaslarındandır.)
[Ebu Davud, Tirmizi]

(Kaderi inkâr eden helak olur.)
[Taberani]

(Kadere inanmayan imanın gerçeğine erişmez.)
[Nesai]

(Allahü teâlâ, ilk önce Kalemi yaratıp, “Kaderi, olanı ve sonsuza kadar olacak olanı yaz” buyurdu.)
[Tirmizi, Ebu Davud]

(Bütün insanlar toplanıp sana fayda vermek için çalışsalar, ancak Allahü
teâlânın senin için takdir ettiğinden fazlasını yapamazlar. Eğer bütün
insanlar, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allahü teâlânın senin
hakkında takdir ettiği zarardan fazlasını veremezler. Çünkü artık kaderi
yazan kalem kurudu, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşti.)
[Tirmizi]

(Kaderi inkâr edenin İslam’dan nasibi yoktur.)
[Buhari]

(Ahir zamanda şerli kimseler kader hakkında konuşur.)
[Hakim]

(Kaderden bahsedilince dilinizi tutunuz!)
[Taberani]

(Kaderi inkâr edene, bütün peygamberler lanet eder.) [Taberani]

(Kadere, hayra ve şerre iman etmedikçe, başa gelenin asla şaşmayacağına,
başa gelmemesi mukadder olanın da asla gelmeyeceğine inanmadıkça, hiç
kimse iman etmiş sayılmaz.)
[Tirmizi]

(Şu üç şeyden korkuyorum: Âlimin sürçmesi, Münafıkların (Kur'an
böyle diyor) diyerek tartışmaya girişmesi, Kaderin inkâr edilmesi.)
[Taberani]

(Ya Resulallah, yaptığımız ve yapacağımız işler önceden takdir edilip
yazıldığına göre, iş yapmanın ne önemi var) diye soranlara, (Herkes, kendi işine hazırlanır) ve (Herkes önceden takdir edilmiş olan işlere hazırlanır) buyurdu.(Müslim, Tirmizi)

Aynı suali soran, başka birine de, Şems suresini okudu. İlgili kısmın meali şöyle:
(Cenab-ı Hak, hayrı ve şerri [taat ve günahı] ve bu ikisinin hallerini öğretip bunlardan birini yapabilmesi için, insana ihtiyar [tercih hakkı, irade-i cüziyye] verdi. Nefsini tezkiye eden [kötülüklerden temizleyip faziletlerle dolduran] kurtuldu. Nefsini günahta, cehalette, dalalette bırakan, ziyan etti.) [Şems 8-10]

Kaynak : M.Ali Demirbaş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.asiluydu.com
Minik SeRCe
Admin
Admin
Minik SeRCe


Mesaj Sayısı : 4290
Kayıt tarihi : 04/10/08

Kadere iman farzdır Empty
MesajKonu: Geri: Kadere iman farzdır   Kadere iman farzdır Icon_minitimePerş. Şub. 21 2013, 14:35

gül gül gül gül gültskrler abim..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://altinkafes.eniyiforum.net
mehmet resat
supermod
supermod
mehmet resat


Mesaj Sayısı : 1000
Yaş : 72
Kayıt tarihi : 06/03/12

Kadere iman farzdır Empty
MesajKonu: Geri: Kadere iman farzdır   Kadere iman farzdır Icon_minitimeCuma Şub. 22 2013, 09:01

Minik SeRCe demiş ki:
[Resimleri sadece adminler görebilir.]tskrler abim..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.asiluydu.com
 
Kadere iman farzdır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Altinkafes :: Biyografi :: Dinimiz-biografi-
Buraya geçin:  
Yetkinforum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar