Seni Her ÖzlediğimdeBen seni her özlediğimde, bu dünyanın uzak bir yerinde, bir kadın
ağlar. Hiç kavuşamamış aşıkların öykülerini anlatır bir yazar bir
yerlerde.
Ben seni her özlediğimde, senin kalbine bir sancı çarpar, sebebini anlamazsın.
Ben seni her özlediğimde, hiç bilmediğim dillerde şarkılar söyler
kalbim ve en çok aklımın direği sızlar. Özelimin o ağır dumanını,
sigara gibi içime çekerim, ciğerlerim sen sebepli verem olur.
Ben seni her özlediğimde, en sıcak yaz günleri bile kışa döner. Soğuk
bir rüzgar vurur yüzüne, nereden geldiğini anlayamazsın. “Şeytan
yokladı” dersin yanındakilere, boynundan öper ruhum, farkına
varamazsın.
Ben seni her özlediğimde, bir yaprak düşer ağaçtan. Özlemin o şiddetli
sarsıntısına cevap verir zar zor ayakta durmuş son yaprak çünkü dünya
farklı dengeler üzerine kuruludur ve her duygunun gökyüzünde bir
karşılığı bulunur.
Ben seni her özlediğimde, bir müzisyen yanlış notaya basar. Seslerin o
tuhaf çığlığında yankılanır hasretim, kimse duymaz, sen bile; benimle o
enstrüman arasında garip bir acı çınlar.
Ben seni her özlediğimde, anılarımızdan bir an yanar aklımda, ucu
tutuşturulmuş mektuplar gibi, kül olur. Her özlemim kalbimde başka bir
yara açar, her yara çareyi daha fazla kanamakta bulur.
Ben seni her özlediğimde, bir melek dünyaya düşer, uzaktan bakar halime, üzülür.
Ben seni her özlediğimde, bir saliseliğine durur zaman, kimse fark
etmeden iç çeker şu yaşlı, koca dünya ve devam eder dönmeye; bana da
devam et demek ister gibi…
Ben seni her özlediğimde, kirpiklerimin ucuna birikir yaşlar, akmaz ama buz gibi donup kalır gözbebeklerimde.
Ben seni her özlediğimde, başka kılıklarda gelip girerim rüyana,
tebessümümü tanır aklın ama uyanında hepsini hatırlamazsın, ancak hayra
yorarsın….
Candan Ünal