Altinkafes
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Altinkafes

tema ve ps calismalari
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kabir ziyareti nasıl olur

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mehmet resat
supermod
supermod
mehmet resat


Mesaj Sayısı : 1000
Yaş : 72
Kayıt tarihi : 06/03/12

Kabir ziyareti nasıl olur Empty
MesajKonu: Kabir ziyareti nasıl olur   Kabir ziyareti nasıl olur Icon_minitimeC.tesi Ocak 26 2013, 14:39

Kabir ziyareti nasıl olur






Sual:
Kabir ziyareti nasıl olur, kadın da ziyaret edebilir mi?
CEVAP
Ölümü hatırlamak, ölüden ibret almak ve ahireti düşünmek için
kabir ziyaret etmek sünnettir. Kendisinin de aynı hallere düşeceğini
hatırına getirir. Kimseye kötülük düşünmez. İyi bir Müslüman olarak
yaşamaya çalışır. Hanefi’de, perşembe, cuma ve cumartesi günleri
kabirleri ziyaret etmek sünnettir. Şafii’de, perşembe günü ikindiden
cumartesi günü güneş doğuncaya kadar ziyaret etmek sünnettir.

Ziyaret edenin, ölü için Kur’an-ı kerim okuması, ona dua etmesi gerekir.
Bunların ölüye faydası çok olur. Kabristana girince, (Esselamü aleyküm
ya Ehle-daril kavmilmüminin! İnna inşaallahü an karibin biküm lahikun)
demek sünnettir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir müminin kabrini ziyaret ederken, Allahümme inni
eselüke-bi-hürmeti Muhammed aleyhisselam en la tüazzibe hazelmeyyit
denirse, o ölünün azabı kıyamete kadar kaldırılır.)
[Etfal-ül müslimin]

Yine hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur.) [Tirmizi]
Evliyayı ziyaret için uzak yere gitmek ve kabirlerini,
bereketlenmek, yani istifade etmek niyetiyle ziyaret etmek müstehaptır.
Resulullah efendimizin mübarek kabrini ziyaret etmek, ibadetlerin en
kıymetlilerindendir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip olur.) [Taberani, Bezzar]

Ziyaret ederken, kabir etrafında tavaf etmek, kabri öpmek caiz değildir.
Hindiyye’de, ana-babanın kabrini öpmenin caiz olduğu bildiriliyor.
Ana-babadan daha kıymetli olan evliya veya peygamber türbesini öpmek de
caizdir. Evliyadan, şefaat etmesi, Allahü teâlânın vermesine vesile
olması istenir. (Kabirleri ziyaret eden kadınlara Allah lanet etsin) hadis-i şerifi, ağlamayı yenilemek için kabir ziyaret eden kadınları kasdetmekte olup, bu cahiliyet devri âdetlerindendir. (Kabirleri ziyaret etmenizi yasak etmiştim, bundan sonra ziyaret edin; zira size ahireti hatırlatır)
hadis-i şerifi, kadınların da kabir ziyaret edebileceğini
göstermektedir. Kadınların, kapalı olarak, fitneye sebep olmadan, ara
sıra kabir ziyaretleri caizdir. (Tahtavi)

Askeri’nin bildirdiği ve Münavi’nin (Künuz) kitabında yazılı hadis-i şerifte, (Yahya bin Zekeriya’nın kabrini bilseydim, ziyaret ederdim) buyuruldu.

Şeyh-ül-İslam ibni Kemalpaşazade hazretleri (Bir işinizde şaşırırsanız ölmüşlerden yardım isteyiniz) hadis-i şerifini açıklarken diyor ki:

Ruhun bedene bağlanması, kuvvetli bir aşk ile olmuştur. Ölmek, ruhun
bedenden ayrılması demektir. Ruhun bedene olan sevgisi öldükten sonra da
devam eder.

Bir insan, kuvvetli, olgun ve tesiri çok olan bir zatın kabri yanında
durup, o zatı düşünse, o zatın ruhunun, bedenine ve dolayısıyla, o
toprağa bağlılığı olduğundan, bu iki ruh karşılaşır. Gelen insanın ruhu,
o zatın ruhundan istifade eder.

İmam-ı Razi hazretleri diyor ki:
Gelen insanın ruhu ile, kabirdeki zatın ruhu, birer ayna gibidir.
Birbirinin karşısına gelince herbirinin ışığı, ötekinde akseder, yansır.
Bir zat, öldükten sonra, ruh âleminden ve rahmeti ilahiden ona gelmiş
olan, ilimler, kuvvetli eserler, onun ruhundan, ziyarete gelen kişinin
ruhuna geçer. (Metalib-i aliyye)

Evliya kabrini ziyaret
Sual:
Bir Evliyanın kabrini ziyaret ederken nelere dikkat etmelidir?
CEVAP
Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
Büyük bir zatın kabrini ziyaret eden kimse, ona rabıta ederse, yani
dünya işlerini hiç düşünmeyip, kalbine hiçbir şey getirmeyip, o zatın
ruhunu, his organları ile anlaşılamayan bir nur farz ederek, bunu
kalbinde bulundurursa, o ruhtan, kendi kalbine bir şeyler akmaya başlar.
Çünkü, Evliyanın ruhları, feyzlerin kaynağıdır. Kaynağı kalbine koyan,
bunun feyzine, nimetine, bilinmeyen ihsanlarına elbette kavuşur. Ruhu
kuvvetlenir, olgunlaşır.

Kabir yanına gelince, önce selam verilir. Kabrin sağ yanına, yani kıble
tarafına, ayak ucuna yakın durur. Tanıdığı gibi, şeklini, suretini
hatırına getirir. Euzü ve besmele ile bir Fatiha ve 11 İhlas okur.
Sevabını, Resulullah efendimizin, bütün Peygamberlerin, Eshab-ı kiramın
ve Evliya-i izamın ruhlarına ve bu zatın ruhuna hediye eder. Onun
ruhunu, gönlünde bulundurur. Kalbinde bir şey hasıl oluncaya kadar
durur. Gelen kimse almasını bilir ise, o zat da, vermeye ehil, olgun bir
Veli ise ve şartları gözeterek beklerse, elbette bir şey ele geçer.

Bu şartlar, o zatın kendisini tanıdığına, selamını işitip cevap
verdiğine, ruhunun, kâmil, olgun olduğuna, ruhunun bir zamana ve yere
bağlı olmadığına, nerede hatırlarsa, orada imiş gibi feyz vereceğine,
Allahü teâlânın, feyzini, ruhun gıdasını, onun ruhu ile gönderdiğine
inanmaktır.

Üzüm isteyen, bağa gidip asmadan koparır. Erik ağacına gitmez. Su
isteyen, kaynağa, pınara, çeşmeye gider. Ağaca, sobaya gitmez. Buğday
isteyen, tarlasını sürer, eker, biçer. Çocuk isteyen, evlenir. İlaç
isteyen bir hasta, doktora ve eczaneye gider. Bakkala, avukata gitmez.
Kalbin gıdasını, ruhun temizliğini isteyen de, Evliyanın kalbine, ruhuna
başvurur. Allahü teâlâ, bu nimetlerini, Evliyanın kalbinden
göndermektedir. Her şeyi yaratan, gönderen, yalnız Allahü teâlâdır.
Fakat, her şeyi belli bir sebeple göndermek, Onun âdetidir. Onun
nimetine kavuşmak isteyenin, Onun âdetine uyması, sebebi arayıp, bulup,
öğrenip, Onun sebebine yapışması lazımdır. Sebepleri aramamak ve
öğrenmek istememek, Allahü teâlânın âdetini bozmak olur. Bir kabirden
feyiz almak için, o zata karşı, diri imiş gibi, edep ve saygı göstermek
gerekir. (Rabıta-i Şerife)

Feyz almak
Sual:
Hayattaki Evliyadan mı, yoksa vefat etmiş olandan mı daha çok feyz alınır?
CEVAP
İslam âlimleri buyuruyor ki:
Büyük âlim vefat edince, feyz vermesi kesilmez; hatta artar. Fakat, kalb
hastalıklarına şifa olan bakışları ve sözleri devam etmediği için, bir
insanın meyyit ile olan bağlılığı, diri ile olan gibi olamaz. Bunun
için, vefat etmiş olan Evliyadan feyz almak az olur. Fena ve bekaya
yükselen dirilerin, meyyit ile irtibatları, diri iken olduğu kadar değil
ise de, çok olur ve bunlar meyyitten çok feyz alırlar. Fakat, diri iken
daha fazla alırlar. Çünkü diriler, yanındakilerin İslamiyet’e uymasını
sağlarlar. Bütün halleri ve sözleri ile kalblerine tesir ederek,
muhabbetin artmasına, böylece daha çok feyz almalarına sebep olurlar. (İrşad-üt-talibin)

Vefat etmiş olan Velinin tasarrufu, feyz vermesi, daha fazla
olduğu halde, ondan feyz almak daha zordur. Kabirdeki Veliden feyz almak
da böyledir. Hayatta olan Evliyanın yanında edebe riayet etmek daha
kolaydır. Fakat kabirde olunca, buna riayet etmek zor olur. Hayatta imiş
gibi edepli olursa, yine çok feyz alır.

Kabir ziyareti için uzağa gitmek
Sual:
Evliya kabrini ziyaret için, uzak bir yere gitmek caiz midir?
CEVAP
Bu hususta, din kitaplarımızdaki bilgiler şöyledir:
Resulullah, Uhud şehitlerini ziyaret için, Medine’den Uhud’a gelmiştir.
Bundan dolayı, Kabr-i saadeti ziyaret için, Medine’ye gitmek de elbette
ibadet olur. (M. Nasihat)

Uzak kabirleri ziyaret, mendubdur. Seyyid Ahmed-i Bedevi gibi
Evliya zatlar, bunun için ziyaret edilmektedir. İmam-ı Gazali
hazretleri, (Evliyanın Allahü teâlâya yakınlıkları aynı değildir.
Ziyaret eden, her birinden farklı faydalara kavuşur) buyurdu. (Redd-ül Muhtar)

Uzak olan kabirleri de, ziyaret etmek için gitmek caizdir. Hele Salihleri, Velileri ziyaret için uzak yere gitmek sünnettir. (Mezahib-i Erbea)

Diri iken ziyaret edilen âlimleri, vefatından sonra ziyaret etmek için, uzak memleketlere gitmek caizdir. (Hazanet-ür-rivayat, Hindiyye, Hazanet-ül-müftîn)

(Büyük zatların kabrini ziyaret için uzak ülkelere gitmemek, başka bir işi için gidilince, ziyaret etmek iyi olur) da, denildi. (Cennet Yolu İlmihali)

Kabir ziyaretinde
Sual:
Resulullahın ve Evliyanın kabirlerini ziyaret ederken,
kabrin neresinde durmalı? Kıbleye mi, kabre mi dönmeli, oturmalı mı,
ayakta mı durmalı?
CEVAP
Bu konuda din kitaplarımızdaki bilgiler şöyledir:

İmam-ı a’zam hazretleri buyuruyor ki:
Abdullah ibni Ömer hazretlerinden bildirdiğine göre, Kabr-i saadeti ziyaret eden, Kıbleye arkasını, yüzünü kabre döner. Sonra, (Esselamü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve rahmetullahi ve berekatüh) der. Kabr-i şerife dönmek ve kıbleyi arkaya almak sünnettir. (Müsned)
Ziyarette, namazda olduğu gibi, sağ el sol elin üstüne konur. (Rüknüddin Ebu Bekr Muhammed Kirmani)

Resulullah, mübarek kabrinde diridir. Ziyaret edenleri tanır.
Hayatta iken yanına gelen, mübarek yüzüne karşı dururdu. Kıble,
arkasında kalırdı. Kabr-i şerifini ziyaret ederken de, elbet böyle
olacaktır. Bir kimse, Mescid-i haramda, kıbleye karşı duran hocasının
veya babasının yanına gelip bir şey söylese, elbet buna karşı durarak
söyler. Kâbe, arkasında kalır. Resulullahın mübarek yüzüne karşı durmak,
babaya, hocaya karşı durmaktan elbet daha gereklidir. Dört mezhebin
âlimleri, ziyaret ederken Kabr-i şerife dönmek gerektiğini sözbirliği
ile bildirdiler. (İmam-ı Sübki - Şifa-üs-sikam)

Mescid-i şerife girdiğinde, kıbleyi arkaya almalı, yüzünü Hücre-i
saadete karşı dönmelidir. Edep ve saygı ile, selam verip, salevat-ı
şerife okumalıdır. (İmam-ı Malik)

Ziyaret eden, Resulullahın mübarek başı bulunan köşeyi sol
tarafına ve kıbleyi sağ tarafına alıp, köşeden iki metre kadar uzakta
durmalıdır. Sonra kıble duvarını yavaş yavaş arkaya almalı, tam Kabr-i
saadete dönünce, selam vermelidir. (İbni Cemaa - Menasik)

Kabir ziyaretinde, kabre karşı durularak kıble arkada bırakılır. Her kabir ziyaretinde, böyle yapılır. (Merakıl-felah)

Kabir ziyaret ederken, kıbleyi arkada bırakıp, ölünün yüzüne karşı
oturup selam vermek müstehabdır. Kabre el, yüz sürülmez, öpülmez. (İhya)

Kıbleyi arkada bırakıp, ayak tarafında, ayakta durmak efdaldir. (Redd-ül Muhtar)

Resulullah, Baki kabristanını ziyaret eder, mezar yanında ayakta dua ederdi. (M. Nasihat)

Ayakta ziyaret etmek, oturarak ziyaretten efdaldir. (İbni Hacer-i Mekki)

Kabrin ayak ucunda durmak iyidir. Baş tarafında durmak da caizdir. (S. Ebediyye)


Vefat eden velinin tasarrufu
Sual:
Vefatlarından sonra da, tasarrufu devam eden evliya var mıdır?
CEVAP
Her velinin tasarrufu görülebilir. Ebu Abdullah el-Kureşi hazretleri buyuruyor ki:
(Vefatlarından sonra kabirde, kerametleri ve tasarrufları devam eden
Evliyadan dördünü gördüm. Bunlar, Maruf-i Kerhi, Abdülkadir-i Geylani,
Ukayl-i Münbeci ve Hayat bin Kays el-Harrani hazretleridir.)

Bazı Velilerin bazı özellikleri ön plana çıkar, mesela filan zat, çok
cömert idi denir. Bu, diğerleri cömert değil anlamına gelmez. Bu da onun
gibidir. Öldükten sonra kerametleri, tasarrufu çok görüldüğü ve çok
meşhur olduğu için dördü söylenmiştir. Yoksa bu söz, diğer Evliyanın
vefatından sonra tasarruf ve keramet sahibi olmadıklarını göstermez.

Din kitaplarında buyuruluyor ki:
Veli, dünyada iken, kınındaki kılıç gibidir. Ölünce, kınından çıkan kılıç gibi olup, tasarrufu, tesiri kuvvetlenir. (Berika)

İnsan ölürken ruhunun ölmediğini âyet-i kerimeler ve hadis-i
şerifler açıkça bildiriyor. Ruhun şuur sahibi olduğu, ziyaret edenleri
ve onların yaptıklarını anladıkları da bildiriliyor. Velilerin ruhları,
diri iken olduğu gibi, öldükten sonra da, yüksek mertebede olur. Allahü
teâlâya manevi olarak yakındır. Evliyada, dünyada da, öldükten sonra da
keramet vardır. Keramet sahibi olan ruhlardır. Ruh ise, insanın ölmesi
ile ölmez. Kerameti yapan, yaratan, Allahü teâlâdır. Her şey, Onun
kudreti ile olmaktadır. Her insan, Allahü teâlânın kudreti karşısında,
diri iken de, ölü iken de hiçtir. Bunun için, Allahü teâlânın
dostlarından biri vasıtası ile, bir kuluna ihsanda bulunması şaşılacak
bir şey değildir. Diri olanlar vasıtası ile çok şey yaratıp verdiğini,
herkes her zaman görmektedir. İnsan diri iken de, ölü iken de bir şey
yaratamaz. Ancak Allahü teâlânın yaratmasına vasıta, sebep olmaktadır. (Mişkat)


Edebi muhafaza etmeli
Sual:
Evliya kabrini ziyaret edenler arasında, laubali hareket
edenler, orada gülenler, konuşanlar oluyor. Bunlar uygun mu? Geçen gün
mübarek bir İslam âliminin kabrine gittim. 3-5 kişi oturmuş, güle oynaya
sohbet ediyorlardı. Tam o mübarek zatın kabrinin yanına sedirler
koymuşlar. Orada sohbet edilmesi uygun mudur?
CEVAP
Zaruretsiz konuşmamalı. Oradaki zatın bizi gördüğünü bilmeli.
Sağlığında yanındaymışız gibi edebi muhafaza etmeli. Başka işle meşgul
olmamalı. Orası oturulacak, sohbet edilecek yer değildir. Edeple dua
edip çıkılmalı. Normal kabirlerde bile gülmek uygun değildir. Kabirde
gülmek hadis-i şerifle yasaklanmıştır.

Hangi dualar
Sual:
Kabir ziyaretinde hangi dualar okunur?
CEVAP
Kabristana girince, ayakta, (Esselâmü aleyküm, yâ ehle dâr-il kavm-il müminîn! İnnâ inşâallahü an karîbin biküm lâhikûn) denir. Besmeleyle, 11 İhlâs ve bir Fatiha’dan sonra, (Allahümme
rabbel-ecsadilbâliyeh, vel-ızâmin nahiretilletî harecet mineddünya ve
hiye bike mü’minetün, edhıl aleyhâ revhan min indike ve selamen minnî)
duasını
okumalı. Kabrin yanına gelince, kabrin kıble ve ayak tarafından
yaklaşıp selam vermeli. Ayakta, çömelerek veya oturup, Bekara suresinin
başını ve sonunu, Yasin-i şerif, Tebareke, Tekasür, İhlas ve Fatiha
surelerini okuyup, ölüye hediye etmelidir. Bir hadis-i şerif meali de
şöyledir:
(Bir müminin kabrini ziyaret ederken, “Allahümme innî
es’elüke-bi-hürmeti Muhammed aleyhisselâm en lâ tüazzibe hâzelmeyyit”
denirse, o ölünün azabı kıyamete kadar kaldırılır.)
[Etfal-ül-müslimin]

Kaynak : M.Ali Demirbaş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.asiluydu.com
Minik SeRCe
Admin
Admin
Minik SeRCe


Mesaj Sayısı : 4290
Kayıt tarihi : 04/10/08

Kabir ziyareti nasıl olur Empty
MesajKonu: Geri: Kabir ziyareti nasıl olur   Kabir ziyareti nasıl olur Icon_minitimeÇarş. Şub. 20 2013, 14:43

gül gül gül gül gül gül gül gül emegine saglik abim...tskrler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://altinkafes.eniyiforum.net
 
Kabir ziyareti nasıl olur
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hasta ziyareti
» Kabir sualleri
» Kabir sıkması
» Kabir üzerindeki çiçekler
» Kabir hayatı ve azabı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Altinkafes :: Biyografi :: Dinimiz-biografi-
Buraya geçin:  
Bedava forum kurmaya hazir misin ? | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar