Altinkafes
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Altinkafes

tema ve ps calismalari
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Nesih Nedir?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mehmet resat
supermod
supermod
mehmet resat


Mesaj Sayısı : 1000
Yaş : 72
Kayıt tarihi : 06/03/12

Nesih Nedir? Empty
MesajKonu: Nesih Nedir?   Nesih Nedir? Icon_minitimeC.tesi Ağus. 11 2012, 08:22

Nesih Nedir?




Bakara:
92/106’ncı âyette kasdedilen nesih, unutma ile beraber bulunmaktadır.
Allah’ın bir hikmeti uyarınca Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisine gelen
bâzı âyetleri unutmuş, işte o unutulan âyetin yerini dolduracak yeni
âyet vahyedilerek İlâhî Mesajda herhangi bir açıklık bırakılmamıştır.
Yahut da Nahl: 101. ve Bakara 106. âyetlerde kasdedilen tebdîl ve nesih,
daha önceki Kitaplarda bulunan bâzı bağlayıcı, zorlaştırıcı hükümlerin
kaldırılması demektir. Nitekim Kur’ân’ın, Tevrât’ta bulunan birçok
yasağı kaldırmış olduğunu A‘râf: 157 ve En‘âm: 145-146. âyetlerden
anlıyoruz.
Fakat İslâm bilginleri, hep birbirlerinden esinlenerek
Kur’ân’ın bâzı âyetlerinin, diğer bâzılarını geçersiz, hükümsüz
bıraktığı iddiâsını yaymışlar, bunu bir bilimmiş gibi işleyip
öğretmişler ve seyf (kılıç) âyeti dedikleri bir tek âyet ile pek çok
âyetin içini boşaltmışlar; kimi neshedilen âyet sayısını beşe
indirgemişken, kimi de bu sayıyı 565’e kadar çıkarma başarısını (!)
göstermiştir.
Önce prensip olarak neshin, sadece inşâ (hüküm belirten
emir) kiplerinde olacağını, haberlerde olamayacağını söylemişler ama
sonra bu prensibi de bozarak birçok haber âyetini de neshe tâbi tutmak
sûretiyle hâşâ Allah’ın, anlattığı bâzı olaylarda yalan veya yanlış
söylediği için sonradan bunları düzelttiği mânâsına gelebilecek
tehlikeli bir mecrâya girmişlerdir. Meselâ:“Göklerdekilerin ve
yerdekilerin hepsi Allah’ındır. İçlerinizdekini açıklasanız da
gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker; dilediğini bağışlar,
dilediğine azâbeder. Allah, her şeye kadirdir.” (Bakara: 92/284)
âyetinin, “İçlerinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi
onunla hesaba çeker!” cümlesi, gûyâ sahâbîlerin ağırına gitmiş. Bunun
üzerine “Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez.” (Bakara:
92/286) âyetini indirerek, bir âyet önceki bu cümleyi neshetmiştir[1].
İbn Kesîr de Buhârî ve Müslim’de bulunan rivâyetlere dayanarak bu
âyetin, kendinden sonraki âyetlerle nes-hedildiği kanısındadır. Fakat
Alî ibn Ebî Talha, İbn Abbâs’ın, âyetin neshedilmediği kanısında
olduğunu rivâyet etmektedir[2].
Âyeti neshedilmiş sayanların amacı,
kalbe gelen düşüncelerden ötürü insanın sorumlu olmayacağını
belirtmektir. Oysa âyetin amacı, kalbe gelen her düşünceden insanın
sorumlu olacağını söylemek değildir. Çünkü insanın kalbine tamamen
sahibolması, istediği düşüncenin kalbine girmesine müsâade edip
istediğinin de kalbine girmesini engellemesi mümkün değildir. Allah,
insana gücünün üstünde bir şey yüklemez. Zaten “Yanılarak yaptığınız
işlerde size bir günâh yoktur. Fakat kalblerinizin bile bile yaptığından
günâh vardır.” (Ahzâb: 97/5) âyeti, kararsız düşüncelerden ötürü
insanın sorumlu olmayacağını bildirmiştir. Sorumluluk getiren düşünce,
insanın eyleme geçirmeye kararlı, kesin düşüncedir.
Üzerinde
durduğumuz âyet, borçla ilgili âyetin ardından gelmektedir. Bir önceki
âyette borcun korunması, inkâr edilmemesi, tanıkların bildiklerini
gizlememeleri, bildiği tanıklığı gizleyenin, günâhkâr olacağı
belirtilmişti. Onun ardından da Allah’ın, kötü niyet taşıyanları
bildiği, onları bu kötü niyetlerinden ötürü hesaba çekeceği
vurgulanmaktadır.
Allah, insanın içinden geçen bütün düşünceleri
bilir, sonra dilediğini bağışlar, dilediğini cezâlandırır. İşte
bağışlanacak düşünceler, insanın elinde olmadan kalbine gelen düşünce ve
vesveselerdir. Ama azimle insanın içinde taşıdığı, fırsat bulduğu zaman
uygulamaya kararlı olduğu düşüncelerdir ki insanı sorumlu kılar. "Allah
lağv ile yaptığınız yemînlerinizden ötürü sizi cezalandırmaz, fakat
kalblerinizin kazandığı şeylerden ötürü sizi cezalandırır."[3] âyeti,
kalbin kazandığı yemînlerden ötürü insanın sorumlu tutulacağını
bildirmektedir. Kalbin yemîni kazanması, yemîne karar vermesi demektir
ki bu, düşünceden ibarettir. Zaten kasıtsız, bilinçsiz yapılan işlerden
insan hiç sorumlu olmaz; ne sevap alır, ne günâh kazanır.
Sorumlu
eylemlerin temeli, gönül işi olan niyettir. "Kulak, göz ve gönül,
bunların hepsi yaptığı işten sorumludur"[4] âyeti, kulak ve göz ile
birlikte kalbin de yapılan işlerden sorumlu olduğunu vurgulamaktadır.
"İnananlar içinde edepsizliğin yayılmasını isteyenler için dünyâda da,
âhirette de acı bir azâp vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz."[5] âyeti
de çirkin sözlerin yayılmasını sevenlerin, dünyâda ve âhirette acı
azâba uğrayacaklarını bildiriyor ve Allah'ın, bu tür insanların
gönüllerindeki niyeti, amacı bildiğini vurguluyor. Çirkin sözleri,
edepsizliği yaymayı sevmek, bir gönül işidir, düşüncedir. İşte kişinin
gönlündeki bu düşünceyi bilen Allah, bu kararlı düşünce sahibini
cezâlandırır. Ama bu düşünce, kasıtsız, gelip geçici bir hâtıra, bir
vesvese değil, eyleme dönüşecek bir karardır. İşte bundan ötürü Allah o
kimseyi cezâlandırmaktadır.
Vasiyet âyeti(Bakara: 92/180)nin, anne
babaya vasiyet edilmesi hükmünün, mîrâs haklarını bildiren (Nisâ: 98/11)
âyetiyle veya “mîras sahibi akrabâya vasiyet olmayacağı” yolundaki
hadîs rivâyeti ile neshedildiği iddiâ edilir. Kur’ân-ı Kerîm, Allah’a
ibâdetten sonra ana-babaya iyilik edilmesini vurgular. Yine Kur’ân, her
insanın, geriye bırakacağı malın nasıl harcanacağı konusunda bir vasiyet
yapması gerektiğini de belirtir; kişinin, yapacağı vasiyyette önce ana
babasını düşünmesini, onlara ve yakınlara uygun biçimde bir vasiyette
bulunmasını emreder (Bakara: 92/180).
Esasen yüce Allah, birçok
âyette insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettiğini
bildirmiştir (Ankebût: 85/8, Lokman: 57/14, Ahkaf: 66/15).
Yaygın
kanâate göre Bakara 180. âyet, anne babanın ve akrabânın, mîrâs
alacaklarını belirten âyetten önce inmiştir. Nisâ Sûresi’nde yakın
akrabânın mîrâs payını belirleyen 11. âyet indikten sonra Bakara 180.
âyetin, anne-babaya ve yakın akrabâya vasiyet hükmü kaldırılmış, uzak
akrabâya vasiyet hükmü devam etmiştir. Kimine göre de anne-babaya
vasiyet hükmünü kaldıran, “Vârise vasiyet olmaz”[6] hadîsidir.
Önce
Kur’ân’a göre: Kur’ân âyeti, ancak dengi bir âyetle neshedilebilir.
Hadîs mütevâtir de olsa, âyetin dengi olamaz. Kaldı ki vâhid haberi
zaten kuşku taşır, onunla aslâ âyet neshedilemez.
Kezâ din ayrılığı
dolayısıyla mîrâs düşmeyen anne-babaya da vasiyet devam eder. Meselâ
anne-babası kâfir olan bir mü’min, onlara vasiyet ile mîras
bırakmalıdır. Çünkü “Dünya işlerinde onlarla iyi geçin!”[7] âyeti
uyarınca müşrik anne-babaya dahi iyilik etmek Allah’ın buyruğudur.
Görüldüğü
gibi mîrâs âyetleriyle vasiyet âyeti arasında hiçbir çelişki söz konusu
değildir. Öyle ise onların bu âyeti neshetmesi söz konusu olamaz. Mîrâs
âyetleri, kişinin kendisinden sonraya bıraktığı malın, vârisler
arasında üleştirilmesini düzenler. Bu konudaki her iki âyetin sonunda da
bu üleştirmenin, “ölen kişinin vasiyetinin yerine getirilmesinden, ya
da borcunun ödenmesinden sonra olacağı” vurgulanır. Vasiyet ise kişinin,
sağlığında iken malı üzerindeki tasarrufudur. Kişi sağlığında dilerse
malını hibe eder, vakfeder, vasiyet ile bağışlar, istediğini yapar.
Tasarrufunda serbesttir. Öyle ise mîrâs âyetlerinin, vasiyet âyetini
neshettiği yolundaki haberin aslı yoktur. Peygamber’in kendisi de: “Bu
âyet neshedilmiştir, artık bunun hükmü yoktur” demediğine göre Allah’ın
Kitâbındaki âyetleri hükümsüz kılmaya kimsenin hakkı yoktur. Böyle âhâd
haberleriyle Kur’ân’ın kesin emri neshedilemez. Kur’ân’da bulunan bütün
âyetlerin hükmü sağlam, geçerlidir, uygulama zamanı vardır.
Müslümanların, öyle bir iki kişinin sözüyle değil, Allah’ın
buyruklarıyla hareket etmeleri, Allah’ın Kitâbının hükümlerini
uygulamaları gerekir.
[1] . Câmi‘u’l-beyân: 3/142-143
[2] . Zâdu’l-Mesîr: 1/342-343
[3] . Bakara: 92/225
[4] . İsrâ: 50/36
[5] . Nûr: 102/19
[6] . Ebû Dâvûd, Vasâyâ: 6, Tirmizî, Vasâyâ: 5
[7] . Lokman: 57/15

Kaynak : Prof.Süleyman Ateş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.asiluydu.com
 
Nesih Nedir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İcma nedir?
» Irkçılık nedir
» Ebced nedir?
» Hidrellez nedir
» İrade-i cüziyye nedir

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Altinkafes :: Biyografi :: Dinimiz-biografi-
Buraya geçin:  
Bedava forum kurmaya hazir misin ? | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar