Altinkafes
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Altinkafes

tema ve ps calismalari
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İman Mutluluğun Anahtarıdır

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mehmet resat
supermod
supermod
mehmet resat


Mesaj Sayısı : 1000
Yaş : 72
Kayıt tarihi : 06/03/12

İman Mutluluğun Anahtarıdır Empty
MesajKonu: İman Mutluluğun Anahtarıdır   İman Mutluluğun Anahtarıdır Icon_minitimeC.tesi Mart 10 2012, 10:55

İman Mutluluğun Anahtarıdır




İnsanların iman etmemelerinin pek çok sebebi vardır. Ancak en temel
iki sebepten ilki, insanın Yüce Allah'ı tanımaması, düşünmemesi,
Rabbimiz’in sonsuz kudretini gereği gibi takdir edememesidir. Bir diğer
sebep de içinde yaşadığı toplumun telkinleri nedeniyle dinin baskıcı,
sıkıntılı ve özgürlüğünü kısıtlayıcı bir hayat sunacağını
zannetmesidir.
Ancak insan ilk engeli aştığında, yani kendisini ve herşeyi yaratan tek
mutlak varlık olan Yüce Yaratıcı’yı tanıdığında, iman etmenin asla
'zannettiği' gibi kabus dolu bir yaşama yol açmayacağını anlayabilir.
Allah'ın Kendisini tanıttığı mesajı olan Kur’an'ı Kerim’i samimiyetle
okur, Allah korkusunu ve sevgisini içine yerleştirir, gafletten
kurtulur, kulluğunu kabullenir, Allah'ın varlığının delillerini görür,
ölümü ve ahireti tefekkür ederse, onu sonsuz mutluluk ve kurtuluşa
götürecek yola girmeyi başarabilir.
İman etmek insan hayatının en önemli konusudur; insana hem dünyada hem
ahirette mutlu ve huzur dolu bir yaşam sunar. İman eden insanların,
Allah'a karşı duydukları sevgi, bağlılık ve kadere olan teslimiyetleri,
onları huzursuz edebilecek her türlü nedeni ortadan kaldırır. Çünkü
inanan insan için hayatı boyunca 'kötü' olarak nitelendirebileceği
hiçbir şey yoktur. Yüce Allah'ın, zahiren 'şer' gibi görünen herşeyi,
kendisi için 'hayra' dönüştüreceğini çok iyi bilmektedir. Bu da müminin
her zaman imani bir coşkuya sahip olmasını sağlar. Herkesin karamsar
olduğu ortamlarda bile, onu üzecek herhangi bir neden mevcut
olmadığından, neşesinden hiçbir şey kaybetmez.
Allah'a inanan, O'na dua eden ve tevekkül eden insanların, diğer
insanlardan hem ruhsal hem de fiziksel olarak daha sağlıklı olmalarının
sebebi, yaratılışlarına uygun davranmalarıdır. İnsanın yaratılışına
aykırı olan felsefe ve sistemler ise, insanlara hep acı, hüzün, sıkıntı
ve bunalım getirmektedir.
İman ile insan ruhu arasındaki özel ilişki, tıp dünyasında da çeşitli
araştırmaların konusu olmuştur. Bir bilimsel araştırma sonucuna göre,
inanan gençlerin inanmayan gençliğe nazaran daha mutlu oldukları ortaya
çıkmıştır. Associated Press bu araştırmayı, 24 Ağustos 2007 günü
“Birçok çocuk için inanç mutluluğun anahtarıdır” başlığı ile dünyaya
duyurmuştur.
Ayrıca Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Dr. Herbert Benson'ın
dini inanç ve bedensel sağlık arasındaki ilişkiyi inceleyen kapsamlı
araştırmaları da, bu konuda dikkat çekici sonuçlar vermiştir. Benson,
inançsız bir kişi olmasına rağmen, Allah'a olan inancın ve ibadetlerin
insan sağlığı üzerinde başka hiçbir şeyde görülmeyecek derecede olumlu
bir etki meydana getirdiği sonucuna varmıştır. Benson, ayrıca "diğer
hiçbir inancın, Allah'a olan inanç gibi zihne huzur vermediği
sonucuna" vardığını açıklamaktadır. (M. Grant Gross, Oceanography, A
View of Earth, 6. baskı, Englewood Cliffs, Prentice-Hall Inc., 1993,
s. 205)
Seküler bir araştırmacı olan Benson'ın vardığı sonuç, kendi ifadesiyle,
insan bedeninin ve zihninin "Allah'a iman etmeye göre ayarlı"
olduğudur. (Rod R. Seeley, Trent D. Stephens, Philip Tate, Essentials
of Anatomy & Physiology, 2. baskı, Mosby-Year Book Inc., St. Louis,
1996, s. 211; Charles R. Noback, N. L. Strominger, R. J. Demarest,
The Human Nervous System, Introduction and Review, 4. baskı, Lea &
Febiger, Philadelphia, 1991, ss. 410-411)
İman etmeyen insanlar, ne kadar gayret etseler de, imani bir neşeye
sahip olamadıklarından, hiçbir zaman gerçek mutluluğu yaşayamazlar. Çok
isteseler bile, bir türlü samimi ve içten bir neşe ile hareket etmeyi
başaramazlar. Çünkü mutluluk hissini insan ruhuna hissettiren
Allah’tır ve sadece iman eden kullarına bu hissi verir. İmanın
kendilerine getireceği huzurdan uzak kalan insanlar gerçek anlamda
rahat olamaz, karşılarındaki insanlara da rahatsızlık verirler.
Çevrelerine 'hikmetle bakan bir iç göz'leri yoktur, o nedenle
olayları sadece zahiri yönden değerlendirebilirler. Batınını
görmemeleri, onları Allah'a iman etmekten alıkoyar. Kısacası; sadece
bakarlar, görmezler. Allah'a samimi bir şekilde iman ederek
kazanacakları mutluluğu, akılsızlıkları yüzünden kaybedip mutsuz bir
yaşam sürerler.
İnanan insanlara ise Allah, O'nu veli ve dost edinmelerinin ve
hoşnutluğunu gözetmelerinin karşılığında, bir nimet olarak manevi bir
güç verir. Bu güç onları Allah'ın rızasını daha çok kazanmak için
çalışmaya ve 'Allah'a yaklaşmak için vesile aramaya' yöneltir. Zorluk
anlarında sabretmelerini de kolaylaştırır. Allah onların kalplerine
'sabır ve kararlılığı raptetmiştir'. Gösterdikleri çaba, onların her
geçen gün cennet ehlinin ahlakına biraz daha yakınlaşmalarını sağlar.
Salih amellerde bulunmanın verdiği mutluluk, sürekli salih amellerde
bulunma isteği oluşturur. Göstermiş oldukları bu çaba ne kadar çok
olursa olsun, bundan dolayı bir yorgunluğa kapılmazlar. Allah, cennette
vereceklerine bir sınır koymayacaktır, nimetleri sonsuzdur. İman eden
insanlar da yaptıkları salih amellere bir sınır koymazlar, Allah’ın
rızasının en çoğunu ararlar. Karşılığında da Allah'ın rahmetini ve
cennetini kazanmayı umarlar.
Allah’ın emirlerine uyan ve Allah'ın rızasını kazanabilmek için
durmaksızın çalışan müminler, hem dünyada hem de ahirette mutlu bir
yaşam sürerler. Allah, iman edenlerin dünya ve ahiret mutluluğuyla
müjdelendiğini Kuran'da birçok ayette bildirmektedir:
"Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah'ın sözleri için
değişiklik yoktur. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur." (Yunus
Suresi, 64. ayet)
"Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar 'bir cennet
bahçesinde' 'sevinç içinde ağırlanırlar". (Rum Suresi, 15. ayet)
İman etmeyen insanlar ise, mutsuzluklarını itiraf etmekten kaçınır ve
bu durumun çeşitli sebepleri olduğunu ileri sürerler. Onları mutsuz
eden ve ‘tesadüfen’ kendilerine gelip çattığını düşündükleri herşey,
aslında Allah'ın onlar için yarattığı imtihanlardır. Yaşadıkları
zorlukları, Allah'ın bir hikmet üzerine kendilerine verdiğinin şuurunda
olmadıkları için, hoşlarına gitmeyen olaylar onları üzüp,
mutsuzlaştırmaktadır.
Hüküm verenlerin hakimi Allah, Kendisine iman etmeyen, dolayısıyla akıl
erdiremeyen bu insanların üzerine bir 'pislik' çökerteceğini
bildirmiştir:
" Allah'ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkanı) yoktur.
O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar. " (Yunus
Suresi, 100. ayet)
İnkar edenler ile müminler arasındaki bu fark dünyada olduğu gibi
ahiret gününde de ortaya çıkacaktır. Allah bu durumu Kuran’da bir çok
ayetle haber verir:
"O gün yüzler ışıl ışıl parlar. Rablerine bakıp-durur. O gün, öyle
yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir. Kendisine, beli büken işlerin
yapılacağını anlamaktadır." (Kıyamet Suresi, 22-25. ayetler)
"O gün, öyle yüzler vardır ki apaydınlıktır; Güler ve sevinç içindedir. Ve o gün, öyle yüzler vardır ki üzerini toz bürümüştür.
Bir karartı sarıp-kaplamıştır. İşte onlar da, kafir, facir olanlardır." (Abese Suresi, 38-42. ayetler)

Kaynak : Elif Alaca
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.asiluydu.com
 
İman Mutluluğun Anahtarıdır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kadere iman farzdır
» İman nedir ?
» İman alameti
» İman ve akıl
» Kadere iman farzdır

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Altinkafes :: Biyografi :: Dinimiz-biografi-
Buraya geçin:  
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar