Altinkafes
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Altinkafes

tema ve ps calismalari
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İman nedir ?

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mehmet resat
supermod
supermod
mehmet resat


Mesaj Sayısı : 1000
Yaş : 72
Kayıt tarihi : 06/03/12

İman nedir ? Empty
MesajKonu: İman nedir ?   İman nedir ? Icon_minitimePerş. Eyl. 20 2012, 09:00

İman nedir ?



Sual:
İman nedir?
CEVAP
İman, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve
yasakların tamamına beğenerek inanmak ve inandığını dil ile söylemek
demektir. İman, Amentü'de altı esas olarak bildirilmiştir. Amentü
şöyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil
ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del
mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden
abdühü ve resülühü.


[Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine,
ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten
sonra dirilmeye inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed
aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet
ediyorum.]

İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği dini, akla,
tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan tasdik etmek yani
kabul edip, beğenip, inanmaktır. Akla uygun olduğu için tasdik etmek,
aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz. Yahut Resulü ve aklı
birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. Tam
olmayınca, iman olmaz. Allahü teâlâ, (Onlar gayba [görmedikleri halde Resulümün bildirdiği her şeye] iman ederler) buyuruyor. (Bekara 3) Resulü de, (Dini [dinin emir ve yasaklarını] aklı ile ölçenden daha zararlısı yoktur) buyurdu. (Taberani)
Nazara yani göz değmesine inanmayan bir kimse, (Bugün fen,
gözle görülemeyen şuaların iş yaptığını açıklıyor. Mesela bir kumanda
ile TV’yi, radyoyu veya arabamızı açıp kapatabiliyoruz. Bunun için
gözlerden çıkan şuanın zarar verebileceğine artık inanıyorum) dese bunun
kıymeti olmaz. Çünkü bu insan dine değil, kumandadan çıkan şuaya
inanıyor. Yahut şua ile birlikte Peygambere inanıyor. Yani fen kabul
ettiği için, şuaların etkisini gözü ile gördüğü için inanıyor ki bu iman
olmaz. Dinde bildirilen her şeyi, fen ispat edemese de, fayda veya
zararını gözü ile görmese de, yine inanmak lazımdır. Hakiki iman gayba
inanmaktır yani görmeden inanmaktır. Gördükten sonra artık o iman olmaz.
Gördüğünü itiraf etmek olur. Bekara suresinin 3. âyetinde, gayba
inanmak, görmeden inanmak övülüyor. İmanın altı şartı da gayba inanmayı
gerektirmektedir. Çünkü hiç birisini görmüş değiliz.

Peygamber efendimiz, aşağıda bildirilen iman ile ilgili âyetleri açıklayarak imanı şöyle tarif etti:
(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, [yani Kıyamete, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana],
kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra
dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun
kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.)
[Buhari, Müslim, Nesai]


Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır.) [Bekara177]

(Onlar gayba
[Allah'a, meleklere, kıyamete, Cennete, Cehenneme görmedikleri halde] inanırlar.) [Bekara 3]

(Onlar, sana indirilene, senden önceki kitaplara ve ahirete iman ederler.)
[Bekara 4]

Bu üç âyette, Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve gayba inanmak bildiriliyor.


(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir.)
[Bekara 255]

(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur.) [Al-i İmran 145]

(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır.) [Enam 2]

Bu üç âyet, takdirin Allah tarafından olduğunu bildirmekte, kadere iman etmeyi göstermektedir.


(Kendilerine bir iyilik dokununca, "Bu Allah’tan" derler; başlarına bir
kötülük gelince de "Bu senin yüzünden" derler. “Küllün min indillah”
[Hepsi Allah’tandır] de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar.) [Nisa 78]

Bu âyet, hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu bildirmektedir.


(Muhammed [aleyhisselam], Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur.) [Ahzab 40]

Bu âyet de, Resulullahın peygamber olduğunu bildirmektedir.


İman herkese lazım
İmanı olmayan kimsenin sonsuz olarak Cehennem ateşinde
yanacağını Peygamber efendimiz haber verdi. Bu haber elbette doğrudur.
Buna inanmak, Allahü teâlânın var olduğuna, bir olduğuna inanmak gibi
lazımdır. Sonsuz olarak ateşte yanmak ne demektir? Herhangi bir insan,
sonsuz olarak ateşte yanmak felaketini düşünürse, korkudan aklını
kaçırması lazım gelir. Bu korkunç felaketten kurtulmak çaresini arar.
Bunun çaresi ise, çok kolaydır. (Allahü teâlânın var ve bir olduğuna ve
Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna ve Onun haber
verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak ve beğenmek) insanı bu
sonsuz felaketten kurtarmaktadır.

Bir kimse ben bu sonsuz yanmaya inanmıyorum, bunun için böyle bir
felaketten korkmuyorum, bu felaketten kurtulmak çaresini aramıyorum
derse, buna, (İnanmamak için elinde senedin, vesikan var mı? Hangi ilim,
hangi fen inanmana engel oluyor?) denirse ne cevap verecektir? Elbette
hiçbir vesika gösteremiyecektir. Senedi, vesikası olmayan söze ilim, fen
denir mi? Buna zan ve ihtimal denir. Milyonda, milyarda bir ihtimali
olsa da, (sonsuz olarak ateşte yanmak) korkunç felaketinden sakınmak
lazım olmaz mı? Az bir aklı olan kimse bile, böyle felaketten sakınmaz
mı? Sonsuz ateşte yanmak ihtimalinden kurtulmak çaresini aramaz mı?
Görülüyor ki, her akıl sahibinin iman etmesi lazımdır.

İman etmek için vergi vermek, mal ödemek, yük taşımak, zevkli tatlı
şeylerden kaçınmak gibi sıkıntılara katlanmak lazım değildir. Yalnız
kalb ile, ihlas ile, samimi olarak inanmak yeterlidir. Bu inancını
inanmayanlara bildirmek de şart değildir. İmam-ı Rabbani hazretleri
buyuruyor ki, (Sonsuz ateşte yanmaya inanmayanın, buna çok az da bir
ihtimal vermesi, zannetmesi akıl icabıdır). Sonsuz olarak ateşte yanmak
ihtimali karşısında, bunun yegane ve kesin çaresi olan (İMAN) nimetinden
kaçınmak, ahmaklık, hem de çok büyük şaşkınlık olmaz mı? [m. 73]

Tevhidin aslı
Sual:
Tevhidin aslı nedir?
CEVAP
İmam-ı a’zam Ebu Hanife
hazretleri buyuruyor ki:
Tevhidin aslı, Amentü’ye inanmaktır. Allahü teâlâ, insanları kâfir veya
mümin olarak değil, bu ikisinden hâli olarak yaratmış, sonra onlara
emirlerini ve yasaklarını bildirmiştir. Kâfir olan; kendi arzusu ile
hakkı inkâr ederek küfre girmiştir. Mümin de kendi arzusu ile tasdik
ederek iman sahibi olmuştur. İman, inanmak demektir. İnanmakta azlık
çokluk olmaz. (Fıkh-ı ekber)

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyurdu ki:
İman, kalbin tasdiki, kabul etmesi, inanması demektir. İnanmanın azı,
çoğu olmaz. Azalan ve çoğalan inanışa, iman değil, zan ve vehim denir.
Mümin büyük günah işlese de imanı gitmez, kâfir olmaz. Günahı çok olan
bir mümin, tevbe etmeden ölmüş ise, Allahü teâlâ dilerse, günahlarının
hepsini affeder, dilerse günahları kadar azap eder; fakat sonunda yine
Cennete koyar. Ahirette kurtulmayacak olan yalnız kâfirlerdir. Zerre
kadar imanı olan kurtuluşa kavuşur. (Mektubat 2/67)

Abdülgani Nablüsi hazretleri buyuruyor ki:
İman, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve
yasakların hepsine kalbin inanması ve inandığını dil ile söylemesi
demektir. (Hadika)

Müslümanlığın temeli, Allahü teâlânın birliğine ve Muhammed
aleyhisselamın bildirdiği belli olan emirlerin ve yasakların hepsini
Allah tarafından getirmiş olduğuna inanmak, tamamını beğenmektir. Yani
emirleri yapmak ve yasak edilenleri yapmamak imanın şartı değil ise de,
yapmak ve yapmamak gerektiğine inanmak imanın şartıdır. Böyle imanı
olmayana, yani Müslüman olmayana (kâfir) denir. Kâfirler, ne kadar iyi
iş ve faydalı buluşlar yapsa da, ahirette azaptan kurtulamaz.

İman mahluktur
Sual:
İman mahluk mudur, yani sonradan mı yaratılmıştır?
CEVAP
İslam âlimleri buyuruyor ki:
İman, Allahü teâlânın hidayeti olması bakımından mahluk değildir. Fakat kulun tasdik ve ikrar etmesi bakımından mahluktur.
İş sahibi, işi yaratan değil, bu işi yapandır. İnsan, mahluk olduğu gibi, insanın küfrü de, imanı da mahluktur. (Milel ve Nihal)

İmanı kurtarmak
Sual:
(Emirlerin onda birini yapan kurtulur) hadisindeki murat, on farzdan birini yapan kurtulur demek midir?
CEVAP
Murat, imanı kurtarmaktır. İmanını kurtaran kurtulmuş olur.

İmanda şüphe
Sual:
İmanının devam edeceğinden şüphe etmek küfür olur deniyor. Şüphe etmemek nasıl olur?
CEVAP
Ölünceye kadar imanım gitmeyecek diye karar vermektir. Bunda
şüphe edilmez. İmansız ölebilirim diye korkmak şüphe değildir, iman
alametidir.

Şüphe ve korku
Sual:
Şimdi imanım var mı veya imanım devam edecek mi diye şüphe etmekle, son nefeste imansız gitmekten korkmak farklı mıdır?
CEVAP
Evet, farklıdır. İmanı olduğundan veya ileride imanının devam
edeceğinden şüphe etmek caiz değildir, küfür olur. Mümin imanı hakkında
hiç şüphe etmemeli, ölünceye kadar imanlıyım diye karar vermelidir.

Son nefes için ise, korku ve ümit arasında olmalıdır. Son nefeste imansız gitmekten korkmak, şüphe değil iman alametidir.

Allah’a imanın şartı
Sual:
Seadet-i Ebediyye’de, (Müslümanları sevmek, kâfirleri
sevmemek, imanın şartıdır) deniyor. İmanın altı şartı arasında, böyle
bir şart var mı?
CEVAP
İmanın şartlarından ilki, Allah’a imandır. İman etmek için,
sadece Allah var demek yetmez, Allah’ı sevmek de şarttır. Bu sevginin
şartı da, Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir. Yani,
Müslümanları, Müslüman oldukları için, sevmek ve kâfirleri de, kâfir
oldukları için, sevmemektir. Demek ki, imanın altı şartının içinde
Allah’ı sevmek, onun sevdiklerini sevmek, onun düşmanlarını sevmemek de
vardır. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’a ve kıyamet gününe iman edenler; babaları, kardeşleri ve akrabası olsa da, Allah’ın ve Resulünün düşmanlarını sevmez.) [Mücadele 22]

Cenab-ı Hak, İsa aleyhisselama buyurdu ki:
(Yer ve göklerdeki bütün mahlukatın ibadetlerini yapsan,
dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası
olmaz.)
[K. Saadet]

Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(İmanın esası ve en kuvvetli alameti, hubb-i fillah, buğd-i fillah, yani Allah için sevgi, Allah için buğzdur.) [Ebu Davud, İ. Ahmed, Taberani]

(Allah’ın düşmanlarını düşman bilmeyen, hakiki iman etmiş olmaz.
Müminleri Allah için seven ve kâfirleri düşman bilen, Allah’ın sevgisine
kavuşur.)
[İ.Ahmed]

(Din, Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir.) [Ebu Nuaym, Hâkim]

(Üç şey imanın lezzetini artırır:
1- Allah ve Resulünü her şeyden çok sevmek.
2- Kendisini sevmeyen Müslümanı Allah rızası için sevmek.
3- Kâfirleri sevmemektir.)
[Taberani]

Kaynak : M.Ali Demirbaş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.asiluydu.com
esmer-loy
özel üye
özel üye
esmer-loy


Mesaj Sayısı : 110
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 17/02/09

İman nedir ? Empty
MesajKonu: Geri: İman nedir ?   İman nedir ? Icon_minitimeCuma Eyl. 21 2012, 15:53

paylasimlariniz cok guzel tskrler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İman nedir ?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İman ve akıl
» İmân Etmek Kolay,Korumak Zor
» İman alameti
» İman Mutluluğun Anahtarıdır
» Kadere iman farzdır

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Altinkafes :: Biyografi :: Dinimiz-biografi-
Buraya geçin:  
Forum kurmak | Sanat, Kültür ve Hobiler | Başka... | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar